İNEGÖLÜN TARİHİ

İnegöl’ün tarihi, 1847 ve 1942 yıllarında yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre MÖ 3.000 yıllarına kadar uzanır. 5.000 yıllık bir geçmişe sahip İnegöl’de sırasıyla Hititler (MÖ 2.000), Bitinyalılar (MÖ 7.yy), Lidyalılar (MÖ 6.yy), Persler (MÖ 5.yy),Makedonyalılar (MÖ 5.yy) hüküm sürmüşlerdir. MÖ 2. yüzyılın sonlarında Bergama Krallığı ile beraber Roma İmparatorluğu hâkimiyeti altına giren İnegöl, MS 395 yılında Roma İmparatorluğunun bölünmesinden sonra, önce Doğu Roma İmparatorluğunun, daha sonra da Bizans İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra kısa bir süre içinde Anadolu’nun Türkler tarafından fethiyle birlikte Selçuklu hakimiyeti altına giren (1078) İnegöl, Haçlıların İznik’i geri almak için yaptıkları Haçlı Seferi sonucunda 1097 yılında tekrar Bizans egemenliğine bırakılmıştır. Bu tarihten sonra birkaç kez daha Türkler ve Bizans İmparatorluğu arasında el değiştiren İnegöl, Osmanlı Beyliğinin kuruluşuna kadar Bizans hâkimiyeti altında kalmaya devam etmiştir.

Osmanlı Beyliğinin kuruluş yıllarına denk gelen dönemde (1299-1300) Osman Bey’in yakın dostu ve komutanlarından biri olan Turgut Alp, İnegöl’ün fethini gerçekleştirmiştir. İnegöl’ün bir mahallesine ve bir köyüne Turgut Alp’in adının verilmesi de bu başarılı komutana duyulan vefanın somut bir ifadesidir.

İnegöl’ün Bizans dönemindeki adı Anglecoma’dır. Kaynaklarda İnegöl isminin değişik şekillerde yazımına rastlanır. Ancak Osmanlı eserlerinin çoğunda Ayna-Göl veya İne-Göl şeklinde yazıldığı görülmektedir. Seyahatnamesinde İnegöl’ün Ezinegöl’den türediğini anlatan Evliya Çelebi İnegöl’ün Cuma günü, yani o günkü söylenişe göre Ezine günü fethedildiği için “Ezinegöl” adını aldığını, zamanla baştaki “Ez” kısmının kaldırılarak yalnızca İnegöl olarak adlandırıldığını rivayet eder.

Uludağ ve onun uzantısı olan Domaniç Dağı ile Ahı Dağı ve eteklerinden doğan otuzdan fazla derenin beslediği beş büyük akarsu yenice ovasına sadece bir boğazdan geçerek ulaşmaktadır. Önceleri bu drenaj boğazının yükseltisinin fazlalığı nedeniyle İnegöl Ovasının uzun yıllar boyunca sular altında kaldığı tahmin edilmektedir. Bundan dolayı Subaşı veya Gölbaşı anlamında İnegöl ismi kullanılmıştır. Ayrıca Osmanlı döneminde refah, huzurlu, mamur veya konumu nedeniyle ayrıcalığı bulunan şehir veya yerlerin başına ‘İne’ ekinin getirildiği görülür; İnebolu, İnebahtı, İneçay, İneoba gibi…

Birinci Dünya Savaşının bitmesiyle birlikte imzalanan Mondros Mütarekesi Anadolu’nun işgaline zemin hazırlamıştır. Mütareke sonrasında Batı Anadolu’yu işgale başlayan Yunan birlikleri 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı işgal etmişler, 6 Ocak 1921 ve 4 Nisan 1921 tarihlerinde İnegöl kısa sürelerle Yunan işgaline maruz kalmıştır.10 Temmuz 1921’de ise Yunanlılar kalıcı ve kararlı bir şekilde işgale başlarlar. Bu işgal Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordunun İnegöl’e girdiği 6 Eylül 1922 tarihine kadar sürer. Kurtuluş savaşının bitmesiyle birlikte İnegöl de Cumhuriyet Türkiyesiyle birlikte büyük bir gelişme süreci içine girmiştir.

İnegöl, yerleşim yeri itibarıyla önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Ankara-Bursa-İstanbul ve İzmir yollarının o tarihlerde İnegöl’den geçmesi bölgenin önemini artırmış ve her geçen gün gelişimini hızlandırdırmıştır. İnegöl’ün gelişmesi iki aşamada ele alınabilir. Birincisi 80’li yıllara kadar olan dönemdir.

Kuruluş yeri itibarıyla Uludağ’ın eteklerinde yer alan İnegöl, yakın çevresinde bulunan ormanlar nedeniyle daha çok orman ürünleri alanında imalat yapılan bir yer olma özelliğine sahiptir. Önceleri her türlü ahşap eşya üretimi yapılırken 1950’li yıllardan itibaren küçük atölyelerde tamamıyla mobilya imalatına geçilmiştir.

İkinci dönem ise 1980’lerden sonrasını kapsar. Bu dönemde özellikle Organize Sanayi Bölgesinin de etkisiyle sanayi alanında daha da hızlı bir gelişme görülür. 80’lerden günümüze kadar, orman ürünlerinin yanı sıra başta tekstil olmak üzere diğer sektörlerde faaliyet gösteren firmalar da İnegöl’de tesisler kurmuşlar, son yıllarda küçük atölyelerde faaliyet gösteren mobilya imalathaneleri fabrikalaşma yoluna girmişler ve ünü ülke sınırlarını aşan, her biri birer marka olma yolunda ilerleyen büyük tesisler olmaya başlamışlardır.

İnegöl Ferah Otel
İnegöl Ferah Otel
İnegöl Ferah Otel